Posted by petsi in Kitap | 0 Comments
JACOB’UN ODASI

JACOB’UN ODASI/Virginia Woolf
“Mektupları düşünelim -nasıl kahvaltıda geliverdiklerini ya da gece vakti, damganın ölümsüzleştirdiği sarı pullarıyla, yeşil pullarıyla- çünkü insanın kendi postaladığı zarfı bir başkasının masasının üzerinde görmesin, edimlerin her şeyi nasıl kesip koparıverdiğini ve bize yabancılaşıverdiklerini fark etmek demektir. Ancak o zaman zihnin bedenden sıyrılıp çıkma gücü gözle görülür olur ve belki de masanın üzerinde yatan bu kendimizin hayaletinden korkar ya da nefret eder ya da onun ortadan kalkmasını dileriz.”Ayrıntılar ise,çoğu zaman görmezden geldiğimiz boşlukları oluşturur. Çatının şekli, insanın suratı, operanın sahnesi… Dokunulan tüm anlard, kalan tüm dokunuşların izlerinde bir gelişim gösteririz. Unutulan anların kalıntıları kara kutularda, hediye edilen eşyada, şömine üzerinde ki fotoğraflarda aranır. Ya da gizlidir… Bu yolculuk sırasında bir sürü kayıp da yaşanır. Bize kattıkları veya aldıkları ile,birlikte elimizden kayıp giden aslında koskoca bir dünyadır. Yol öğrenme sürecidir:
“...bir hocaya öğrettiğinin imgesini ayna olarak tut ayna kırılır.”
Bizde ki öğrenim süreçleri bize özgüdür ve yansımaları da bize aittir.Eğri tümsekli bir yoldur yaşam. Bu yolda daima başarı olmadığı gibi,başarısızlık da yoktur. Aslında çoğu zaman tek düze bir çizgide ilerleyen bir hayatımız var hepimizin:
“Felaketler, cinayetler, ölümler, salgınlar değildir bizi yaşlandıran ve öldüren; insanların nasıl baktıkları ve güldükleri, otobüslerin basamaklarını nasıl hızla tırmandıklarıdır.”
Ayrıntıların yarattığı boşlukları seçen bir yazarın kaleminden bu süreci izliyorsunuz. Düşünsel bir akış tekniği ile zamanın çizgisel olmadığı bir mekansallık içinde oluşturmuş eseri. Olay,insanlık tarihini etkileyen bir savaş öncesini ve sonrasını kapsıyor.
Keyifli okumalar!